Alaplı Masaj Salonu Masöz Aslı
Alaplı Masaj Salonu
Rue de Berne’deki başka işletmelerdeki kadınlar yüzüne alışırlardı. Maria bunun tek kelimesine inanmadı, tam tersine, Milan’ın, başka bir kulüpte daha iyi koşullarla iş teklifi almasından korktuğunu düşündü. Fakat düşündüklerini kendine sakladı, tarife konusundaki tartışmadan dersini almıştı. yeniden ediyorum: Filmlerdeki polisler benzer biçimde, görev başındayken kesinlikle içmeyeceksin. Şimdi gidiyorum, hareket başlıyor.” “Ona teşekkür et,” dedi Brezilyalı Portekizce. Maria teşekkür etti. Adam gülümsedi, ama tavsiyeleri hemen hemen bitmemişti: “Bir husus daha: İçkiyi ısmarlamanla kapıdan çıkmanın arası ne olursa olsun kırk beş dakikayı geçmesin. Saatler ülkesi İsviçre’de, Yugoslavlar ve Brezilyalılar bile çizelgelere uymayı öğrenir. Alaplı Masaj Salonu
Alaplı Masaj Salonu
Komisyonların yardımıyla çocuk bakmış olduğumı unutma.” Maria bunu hatırlayacaktı. Adam ona limon damlatılmış bir maden suyu getirdi -uzaktan cin toniğe benziyordu- ve beklemesini istedi kibarca. Yavaş yavaş kulüp doldu; erkekler giriyor, etraflarına bakmıyor, sadece başlarına bir yere oturuyorlardı. Alaplı Masaj Salonu Çok geçmeden içlerinden biri yanaşıveriyordu; sanki her insanın birbirini tanıdığı bir şenlikteydiler ve çalışmakla geçen uzun bigünün nihayetinde birazcık eğleneceklerdi. Ne vakit bir erkek kendine bir arkadaş bulsa, Maria rahat bir soluk alıyordu, daha şimdiden, gecenin başına gore kendini çok daha iyi hissetmesine rağmen. Bir ihtimal burası İsviçre olduğundan, belki er veya geç, hep hayal ettiği benzer biçimde serüvene, zenginliğe yahut kocaya kavuşacağını bildiğinden. Belki de -daha yeni fark ediyordu bunu- haftalardan beri ilk defa bir akşam müzikli,
Portekizce mevzuşmalar duyabildiği bir yere geldiğinden. Çevresindeki kızlarla gülüşerek, meyve kokteyli içerek, neşeyle çene çalarak eğleniyordu. Alaplı Masaj Salonu Kızlardan biri bile gelip onu kutlamamış ya da iyi şanslar dilememişti, ama bu normaldi: Maria bir rakibe, bir hasım değil miydi? Hepsi aynı ganimetin peşinden koşuyordu. Maria üzülmek şöyle dursun, kendiyle gurur duyuyordu; eli böğründe bekleyeceğine savaşıyor, savaşım ediyordu. Her istediği an kapıdan çıkıp tekrar dönmemek üzere gidebilirdi, ama buraya gelecek, önceden asla düşünmeye cüret edemeyeceği mevzulara girip pazarlık edecek cesareti bulduğunu hiçbir zaman unutmayacaktı.