Alaplı Masaj Salonu-Masöz Esra

Alaplı Masaj Salonu-Masöz Esra

Alaplı Masaj Salonu-Masöz Esra Kadının ellerini eskiye gö re birazcık daha gevşek bir şekilde yeniden bağladı, ama yine    de ellerini kurtaramayacak kadar sıkı bir düğüm atmıştı. Ayaklarımı yeniden bağla,” dedi. Eğer  amatör  bir  sadist  olacaksa,  diye  düşündü kadın, en  az canından  işini  doğru yapmasını sağlamalıyım. Ona   karşı   çok   büyük  bir   hayal   kırıklığı    içindeydi.   Hanım   yaptığı    her şeyde mükemmeliyetçiydi ve adamın yeni ortaya çıkan yetersizlikleri yüzünden oldukça rahatsızdı. Adam amatö r sadist macerasına başladığından beri, aylardır düşünüyordu hanım herkes birisini bağlayıp ağzını tıkayabilir, o neden yapamıyor?

Neden hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyordu, bitkileri fazla suluyor, elinden eşyaları düşürüyor, her süre bir şeylere takılıp düşüyor, bir şeyleri kırıyor, konuşurken cümlenin ortasında niçin bahsettiğini unutuyor fakat o kadar da önemli değil, çünkü zaten pek ilginç bir şey de konuşmuyordu, ve bu durum aylardır bu şekilde devam ediyordu, ona siğili bulaştırdığından beri. Ama kendisi de siğillerle yeterince uğraşmamış mıydı, o zamanlar doktora gidip elektrikli bir iğneyle vajinasındaki siğilleri yaktırması ve ardından eve, sessiz yabancılarla dolu otobüslerde gözyaşlarını tutarak, tek başına dönmesi? . . . Ah, Tanrım . . .

Alaplı Masaj Salonu-Masöz Esra

Ama, gene de .. . ölmüş olabilirdik. Galiba bu konum ölü olmaktan iyiydi. Bilemiyorum. Kadının ayaklarını  tekrar  bağlamayı  bitirdikten  sonra,  okumak  ü zere  olduğu kitabı yeniden eline aldı. Birden kadının ağzından tıkacın çıkmış olduğunu fark etti. Kitabı yine bıraktı ve ona doğru eğildi. Hanım, onun ne yapmak istediğini ve ne yapacağını biliyordu. Ağzını açabildiği kadar açtı. Adam aniden heyecanlandı.

Bazen ağzını tıkarken, başparmağıyla mendilin bir parçasını alt dudağına doğru itip içeriye sokarken kadının ağzını gerçekten acıtır ve kadın da ona çok kızıp, “PI˙Ç!” diye küfrederdi. Sonrasında ağzı tıkanmış olduğu için küfürler kendilerini tam anlamıyla ifade edemeden boğuk bir ses haline gelirdi fakat adam hep hanımın ne demek istediğini bilir ve bu da her zaman kendini kötü hissetmesine niçin olurdu, kimi zaman yüzü kızarır, utancından kulakları sızlardı.