Alaplı Mutlu Son

Alaplı Mutlu Son

“Leydi Finchcoombe’a sefil bir ne dedin?” “Bunu bilmiyor muydunuz?” dedi Olivia sessiz bir şekilde. Alaplı Mutlu Son “Turner, Miranda, size derhal yola çıkmanızı öneriyorum. Bir kaç saat sonrasında görüşürüz.” Onları bekleyen otomobile doğru sessiz bir şekilde yürüdüler ve Alaplı Mutlu Son Turner, otomobile tırmanmak için yardımcı olmak üzere

Miranda’ya elini uzattı. Turner onun eldivenli parmaklarından elektrik almıştı fakat o aynısını hissetmiş olamazdı çünkü konuşmaya başladığında hiç etkilenmemiş görünüyordu. “ümit ederim varlığım sizi rahatsız etmez, Lordum.” Turner’dan homurdanma ve iç çekiş karışımı bir ses çıktı.

“Bu düzenlemeyi ben yapmadım, biliyorsundur.” Turner, genç kızın karşısına oturdu. “Biliyorum.” “Hiç bilmiyordum bizim beraber – ” sonrasında başını kaldırdı. “Sen biliyor muydun?” “Biliyordum. Annem Olivia’yla bir tek kalma mevzusunda son aşama kesinydı.” “İyi öyleyse, bana inanılmış olduğun için teşekkür ederim.” Turner, içinde tuttuğu nefesi bıraktı, otomobil sarsıntıyla harekete geçerken o pencereden dışarı bakıyordu. “Miranda, senin asılsız söylemeyi davranış edinmiş biri olduğunu düşünmüyorum.”

Alaplı Mutlu Son

“Hayır, tabii ki öyle düşünmüyorsun, ” dedi Miranda çabucak. “ama benim arabaya binmeme yardım ederken çok öfkeli görünüyordun.” Alaplı Mutlu Son “Ben kaderime öfkeliydim Miranda, sana değil.” “Ne gelişme, ” dedi Miranda donuk bir sesle. “Peki, eğer izin verirsen, yanıma bir kitap almıştım.” Yana döndü ve sırtını mümkün olduğunca ona vererek okumaya başladı. Turner otuz saniye kadar bekledikten sonra sordu, “Okuduğun ne?” Miranda donakaldı, sonrasında yavaş yavaş hareket ederek, sanki gmeşhurk işlerinden en iğrenç olanını yapıyormuş şeklinde kitabı havaya kaldırdı. “Aiskhylos, ne kadar iç karartıcı.” “Benim ruh halime uyuyor.” “Bu bir iğneleme mi?” “Beni küçümseyerek mevzuşma,

Turner. Bu koşullarda hiç uygun düşmüyor.” Turner kaşlarını kaldırdı. “kısaca bu tam olarak ne anlama geliyor?” “Bunun anlamı şu ki, ikimizin içinde tüm bu olanlardan sonrasında, senin bu şekilde üstmeşhurk taslaman artık doğru değil.” “Amma da uzun cümleydi.” Miranda ona öfkeli bir bakış attı ve bu kez kitabı kaldırdığında yüzünü bütünüyle kapattı. Turner kıkırdadı ve arkasına yaslandı, bu durumdan aldığı haz kendisini bile şaşırtıyordu. Sakin olanları çok ilgi çekici bulurdu. Miranda hiçbir vakit kendisini ilgi odağı yapmayı tercih etmemiş olabilirdi ama mevzuşmayı belli bir zekâ ve üslupla götürebiliyordu. Ona yem atmak büyük bir eğlenceydi.