Alaplı mutlu sonlu masaj salonu

Alaplı mutlu son . Alaplı mutlu sonlu masaj salonu . Alaplı masaj salonu mutlu son .

Alaplı mutlu son masaj

1980’lerde yazılanlarla şimdikileri karşılaştırınca insanın kafası karışıyor. Dün kötü olan bugün iyi, dün “İyi” denen bugün kötü… Ben de oturdum; bugüne kadar okuduğum Michael Pollan, Kenan Demirkol gibi otoritelerin kitaplarından en son okuduğum ‘Yeni Sağlıklı Yemek Kuralları’na kadar sağlıklı yemenin değişmez anayasasını çıkardım.

– Mutfağınızı gerçek yemeklerle doldurun. Paketlenmiş değil anneannenizin de yemek olarak algılayacağı yemekler…

 Yağ sağlık için iyidir. 70’ler ve 80’lerde ABD’de başlayıp dünyaya yayılan yağ savaşı sonunda yemekteki yağ oranları azaldı fakat tatmin düştüğü için porsiyonlar arttı ve sonunda yüzde olarak düşen yağ miktarı günlük tüketimde yükseldi.�

– Gökkuşağının renklerini yiyin. Farklı gıdaların ve renklerin doğadaki bakteri ve virüslere karşı koruma yarattığı doğrulandı.

 Mevsiminde yemek önemli. Meyveleri düşünelim mesela.. Baharda çilek ve erik az şekerli. Yazın meyve bulmak zor değildir hafiflemeye alan tanır. Kışınsa hem C vitamini hem de şekeri bol, kalın kabuklu iki tür: Armut ve elma ile turunçgiller.

– Doğal, yerel, mümkünse hiç ilaçsız yemek… Yerellik neden önemli: Kendinizi bir çiçek gibi düşünün, bir anda sizi alıp İstanbul’dan Nevşehir’e getirip ekiyorlar. Çiçeğin havaya, suya, toprağa alışması çok zor. Bu bizim için de geçerli.

 Şeker zehirdir. Benim de kendime tekrar tekrar hatırlattığım aklı başında bilim insanlarının dediği şey bu. Diyabet, kanser, kalp ve damar hastalıkları ve alzheimer gibi pek çok farklı hastalığa neden oluyor.

Yediğiniz meyve miktarına dikkat edin. Yıllar içinde doğada iyice tatlanan meyveler ciddi şeker deposu. Kandaki miktarı yükselince eksikliğini tekrar tekrar acıkarak tatmin etmek isteyecek. Meyveyi su olarak içmeyin, yiyin.

 Çiğ badem, ceviz, fıstık, fındık tüketin. Kavrulmuş kuruyemişleri toplu ve uzun süre kavrulduğundan bazı besin değerlerini kaybediyorlar.

– Ekmekle mesafeli bir ilişki kurmak gerek. Kurulduğu zaman da siyez veya kavlıca gibi atalık buğdaylarla olmalı bu ilişki.

 Glüten ile ilişki doğru kurulmalı: Birçok insan ekmeği glüteniniden dolayı yemek istemiyor. Bunun yerine gluten alternatifleri geliştiriyor. Badem unundan kek, kestane unundan ekmek gibi… Alerji olmadığı sürece iyi buğday yemek, bunu az miktarda tutmak iyi bir çözüm gibi. Glütensiz diye paketli ve bir hayli işlenmiş ürüne girmek bana hamurdan kaçarken doluya tutulmak gibi geliyor.